Mutluluk – Aslı Erdoğan

MUTLULUK: “Şu dünyada bir parçacık mutluluk istiyorsan, oradan oraya hoplayıp zıplayan bir kız çocuğuna dönüşmelisin.” Tahta Kuşlar, Taş Bina ve Diğerleri – Aslı Erdoğan

Hayat – Aslı Erdoğan

HAYAT: “İnsan bedeniyle yazmalı, tenin altındaki çıplak, savunmasız bedenle… Oysa sözcükler yalnızca başka sözcüklere seslenir. Bir ‘H’ harfi alırsın, iki tane ‘A’, ‘Y’ ve ‘T’: HAYAT diye yazarsın. Tek sır, harflerin yerini şaşırmamak. Efsanedeki gibi, bir harfi düşürüp canlanan çamuru saf ölüme çevirmemek… Hayat, diye yazıyorum, bir soluktan çok derin bir iç çekmeyle, onu koparıp…

Orman – Aslı Erdoğan

ORMAN: “Basit, ilkel, görkemli bir ruh vardı karşısında, okyanus gibi. Onu kendi tozlu, kurak, fındık kabuğu dünyasından çıkarmış bambaşka bir varoluşun tınısını dinletiyordu. Vahşi, çok renkli, nabız gibi atan bir ritmi vardı ormanın. Tuhaf gölgeler, çekişkiler, ürpertilerle kaplıydı; sırlarının üzerini titreşimli, buğulu bir hava tül gibi örtmüştü. Ağaçlar, ağaçlar, ağaçlar… Yaşlı, ulu, vakur, yüksek, gür,…

A’dan Z’ye Aslı Erdoğan*

“Fırtına durulunca topraktan çıkan solucanlar kadar şaşkın, aç, parçalanmış. Tıka basa doluyduk acıyla, utançla, aşağılanmayla…” Acıyla, utançla, aşağılanmayla dolu olduğumuz şu günlerde  Aslı Erdoğan’ın bir yazar olduğunu,  kalemiyle haksızlıklara, eşitsizliklere başkaldırdığını hatırlatmak için, yazarlarımızdan Gülda Şahin sabitfikir için bir sözlük hazırlardı. Edebiyatımızın yüz akı yazarımızı A’dan Z’ye Aslı Erdoğan Sözlükçesi ile anıyor, Aslı Erdoğan’ın bir…

Sözcük – Aslı Erdoğan

SÖZCÜK: ” Bazen çöp dağlarında, insanların döküp saçtıkları, kullanıp attıkları, adlarından ayrılmış nesneler arasında dolanırım, ama bu bollukta bile payıma düşen sözcüğü bulamam. Bu çerden çöpten, yoktan doğma dünyada insan bir kol, bir bacak, bir ceset bile bulabilir, ama kendi gecesinden düşmüş sözcüğü bulamaz. Kolu kanadı kırılmış, ikiye yarılmış, kahkahalar atan sözcük. Bulsaydı bile, onu…

Aslı Erdoğan

“Yazmak bir nevi öldürmek midir?” diye sorulmuş Aslı Erdoğan’a; “Ölmek aynı zamanda öldürmek. Çünkü insan bir yanıyla hem varlığıyla hem de ölümle vardır. Metin de böyle olmalı. Bu içgüdüyü devam ettirmek için yazıyorum.” Susuyoruz bir anda. Bir kopuş var. Öyle razı değiliz buna. İnsanlık adına mı durmuşuz, Tanrı’nın vasiyetine mi aldanmışız, baba ve annenin kara…

İnsanlar

“Duvarlar katılaştıkça, düşlerin genişler” diyor Aslı Erdoğan Taş Bina ve Diğerleri isimli öykü kitabındaki “İnsanlar” öyküsünde. “Hayatın Sessizliğinde” isimli kitabında ise “Kentin Bütün Kadınları”‘nı anlatmaya şöyle başlıyor, “Bu gece kentin bütün kadınları ağlamış. Kara gözlükler, çınlayan kahkahalar, rujlu gülümsemeler… Hiçbiri gizlemiyor gözyaşı izlerini. İster birkaç saniye, ister yıllar önce akmış, hangi yeraltı ırmağına karışmış olursa…