Sait Faik ile Röportaj

Bazı yazarlar vardır, onlarla karşılıklı konuşma fırsatını zaman çoktan elimizden almıştır. İşte o zaman kitaplara gömülürüz. Yazar ne düşünmüş, nasıl söylemiş hayal ederiz. Doğum günü vesilesi ile başladığımız Sait Faik Abasıyanık gönderilerine bugün farklı bir çalışma ekliyoruz. İpekli Mendil yazanlarından Gülda Şahin, Sait Faik’e sorular sordu, cevaplarını ise onun öykülerinden aldı.

AYDA NE VAR?
Ay“Ayda bir şeyler yok… Boş, manasız, ölü… Hava yok ki canlı mahlûk yaşasın… Ölü taşlar, karanlıklar, uçurumlar, kayalar… Bu ışık da yalancı bir ışık… Kendi ışığı yok ki… Güneşin ona attığı ışıkların aksidir bu gördüğün… Orada bir şey yok… Hiçbir şey yok… Soğuk; belki soğuk bile yok… Hava olmayan yerde sıcak, soğuk mefhumu olur mu bilmem?” Ay Işığı, Havada Bulut

BAHT İLE BAHTSIZLIĞIN ÇİZGİSİNDEKİ ADAM KİMDİR?
“Baht ile bahtsızlığın çizgisinde olan adam mehtaptaki âşıktır. Bilir misiz, mehtapta aşka dair duygular hem iyiye, hem kötüye çalar. Mehtap altında intihar eden bir âşık düşünün! Saadetle dolu bir âşık… Ölümde saadet bulabilecek kadar bahtsız… Fakat ölümdeki saadet kadar mesut…” Ay Işığı, Havada Bulut

DEDİKODU KÖTÜ MÜDÜR?
“Dedikodunun kıymetsiz bir şey olduğunu ortaya sürmek de doğru değil… Hiç olmazsa bir zevki vardır kâfirin! Dedikodu biraz alaminüt (*) fotoğrafa benzer. İcap ederse bu adam üzerine sinmiş dedikodu havasından söz açabiliriz, korkumuz yok.” Havada Bulut, Havada Bulut
(*) Alaminüt: Beklemeye gerek kalmadan, hemen, şipşak

DÜNYA NASIL OLMALI?
“Haksızlıkların olmadığı bir dünya… İnsanların hep mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya… Hırsızlıkların, başkalarının hakkına tecavüz etmelerinin bol bol bulunmadığı… Pardon efendim! Bol bol bulunmadığı ne demek? Hiç bulunmadığı bir dünya…

Sevilmeye layık, küçücük kızların orospu olmadığı, geceleri hacıağaların minicik kızları caddelerden yirmi beş lira pazarlıkla otellere götürmediği, her genç kızın namuslu bir delikanlıyla konuşabildiği, para için namus, ar, haya, hayat, gece, gündüz satılamadığı bir dünya… Sokaklarda sefillerin bulunmadığı bir dünya… Kafanın, kolun çalışabildiği zaman insanın muhakkak doyabildiği, eğlenebildiği bir dünya… İçinde iyi şeyler söylemeye,, doğru şeyler söylemeye salahiyetle(*) kıvranan adamın, korkmadan ve yanlış tefsir edilmeden bu bir şeyleri söyleyebildiği bir dünya…” Ay Işığı, Havada Bulut
(*) Salahiyet: Yetki

GELECEK SENE BALIK ÇIKACAK MI?

Balık
“Balık çıksın çıkmasın, satılsın satılmasın, ümit her zaman vardır. Balığın çıkmamasına imkân yoktur. Sıra sıra bekleyen bandırası ecnebi yelkenliler bu sene olmazsa gelecek sene bu latif (*) lokum gibi löp et hayvanı alacaklar, fıçılara basacaklar, afiyetimize yiyeceklerdir.
-Yaşasın torik be!
-Hep beraber be anam!” Medarı Maişet Motoru, Medarı Maişet Motoru

(*) Latif: Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan.

GÜZ VAKTİ ADAYA GİDİLİR Mİ?
“Güzün vapurlar bizim köye yaz insanlarından başka insan getirir. Vapurun yaza göre tenha güvertesinde, yüzleri rüzgârla sakaldan hafifçe soluk, orta yaşlı insanların düşündüklerini, ciğerlerine hazla, derin derin deniz havası çektiklerini görmeye başladınız mı güzün ta içindesiniz demektir.” Bulamayan, Son Kuşlar

KIŞIN ADA NASILDIR?
“Kış, Ada’nın bir tarafında yerleşebilmek için rüzgârlarını poyraz, yıldız poyraz, maestro, dıramudana, gündoğusu, batı karayel, karayel halinde seferber ettiği zaman; öteki yakada yaz, daha pılısını pırtısını toplamamış, bir kenara oldukça mahzun bir göçmen gibi oturmuştur. Gitmekle gitmemek arasında sallanır bir halde, elinde bir pasaport, çıkınında üç beş altın, bekleyen bu güzel yüzlü göçmen tazeyi benden başka bu Ada’da seven hemen hiç kimse yoktur, diyebilirim. –Övünmek için değil.” Son Kuşlar, Son Kuşlar

NASIL ÂŞIK OLUNMALI?
Ask“İnsan yıldırımla vurulmuş gibi âşık olmalı, sonra muvaffak olmak için bir şeyler icat etmelidir. Bu nevi aşkı pek severim ama bir türlü de olamam. Muhakkak, evvela, seveceğimden biraz yüz görmeliyim. Sonrası kolaydır. İkinci yüz verişte yakalandığımı hisseder, kaçınmaya çalışırım. Üçüncüde her şey bitmiştir. Artık deli gibi âşığımdır.” Ay Işığı, Havada Bulut

ŞAİR KİMLE KONUŞUR?
“… yıldızlar, rüzgarlar, meçhul kadınlar, göller, uzak memleketler, iki bin metreden geçen bulutlar, muhacir kuşlarla…” Havada Bulut, Havada Bulut

ÖLÜMDEN DAHA KORKUNÇ ŞEY OLUR MU?
“Olur: Felaketlerin en büyüğü akıldır. Onu yarım yamalak bile olsa, bulduktan sonra kaybetmek, ölümlerin içinde en dehşetlisidir. Ama paketi kaybetme korkusu içinde tekrar kerar bulmakta tadına doyulmaz bir zevktir.” Bulamayan, Son Kuşlar

Yorum bırakın